5 Aralık 2015 Cumartesi

Yaşama Felsefesi - NERMİ UYGUR

felsefeFelsefe ile ilgilenenlerin çoğu batı felsefesi ile haşır neşirdir. Descartes, Kant, Spinoza, Schopenhauer ve daha niceleri. Kimimiz de Hinduizm, Budizm gibi doğu felsefesine ilgi duyar, bazılarımız İslam felsefesine. Elbette felsefeyi anlamak, tarihini iyi bilmek ve mihenk taşı olmuş filozoflarını özümsemekle mümkündür. Peki ya Türkiye'de felsefe ? Hilmi Ziya Ülken, Macit Gökberk, Takiyettin Mengüşoğlu, Nermi Uygur, İsmail Tunalı, Aydın Sayılı, Cemal Yıldırım, Bedia Akarsu ve daha niceleri. Bence kendi ülkemizin düşünürleri ne yazık ki hak ettikleri değeri ve önemi görmüyorlar. 

Ya da olaya tam tersinden giriş yapalım. Felsefeye ilginiz olmayabilir, anlaşılması güç felsefi metinleri okumaktan hoşlanmayabilirsiniz. Filozoflar ile tek alakanız, sosyal medyada çokça görülen özlü sözlerini, paylaşmak ve beğenmekten öteye geçmeyebilir. 

İşte şimdi size öyle bir kitap önereceğim ki, felsefeye ister ilgi duyun, ister ilgilenmeyin; her durumda sizi yormadan düşündürecek, bir kitabı okumaktan öte, bir bilge ile karşılıklı hasbıhal edercesine sayfaları akıp giden bir eser. Yazarı; bu topraklarda doğup büyümüş, arkadaşlarının kendisine "sorucu" ünvanını taktıkları, sorularıyla hayatı anlamaya çabalamış, değerli bir düşünür; Nermi Uygur. 

Yaşama Felsefesi'nde adından da anlaşılacağı üzere, yaşama dair her şey var. Her satır sizi düşündürüyor, bakış açınızı genişletiyor, yaşama yüklediğiniz anlamları derinleştirip, farklılaştırıyor.  Sözü fazla uzatmadan, kitaptan alıntılar ile neyi anlatmaya çalıştığımı daha iyi ifade ediyim.

"Türkü söylemenin belki de en güzel, en doğal dürtüsü, önüne geçilmez bir istek ile, nasıl olduğunu pek anlamadan, birden bir türkü tutturmak, tadını çıkara çıkara söyleyip gitmektir -amaç türkünün sürmesidir, türküyü sona erdirmek değil."

Yukarıdaki satırları okuduğumda, hayatı da türkü söyler gibi yaşamak gerektiğini düşündüm. İyi kötü, güzel çirkin ancak tadını çıkararak, sonuçlara odaklanmaktan öte, sonuca giden yolun keyfini çıkararak.

"Gelip geçici olanı sevmemek, yaşamdan kaçmaktır. Oysa ne kısa yaşam denilen şey"

"Yaşama dedin de, her şeyi zamanında sona bıraktın mı, bil ki sonrası yok. Var sanıyorsun ama bakıyorsun ki bitmiş, gitmiş, yok."

"Öyle tuhaf, üzücü, saçma sapan, öyle çileden çıkarıcı bir şey ki yaşam; çalışıp çabalıyor, ABC'sini okuyup yazmayı tam söküyorsun, artık özlenen kitaplara geldim, diyorsun, bir de bakıyorsun ki okuyacak zaman kalmamış."

"Değil mi ki, kendi kendimi eleştirebiliyorum, öyleyse aptal değilim". 

"Aptallığın en büyüğü, yalnızca başkalarının aptallığına inanmaktır."

"Akıllı, daha az akıllıdan daha çok akıllıysa, aptal, kendinden daha aptaldan daha az mı aptaldır."

"Önemli olan düşüncelerimizle karşımızdakini tutsak almamız değil,onunla birlikte düşünmemizdir."

"Düşünmeye başlamadan önce benimsediğin sonucu,düşünmenin bitiminde ne yapıp edip elden bırakmayacaksan hiç düşünme daha iyi."

"Düşünmek herkesin yürüdüğü yollardan başka yollarda yürüme yürekliliği göstermeyi gerektirir. O yollar dönüp dolaşıp herkesin gittiği yola götürse bile, hazır yolların sürüyle yolcusu ile kendi yolunu kendi açan tek yolcu arasında büyük ayrılıklar vardır".

"Bir şeyin tadı değeri gelip geçiciliğiyle orantılı değildir. Tersine: bazı şeyleri tam da gelip geçici olduğu için sevip saymak, bakıp gözetmek gerekir."

"Olaylar insanın gözünü açabilir. Gene de en uygunu, insanın olaylara gözünü açmasıdır."

"Nice yıllar yılı insan kendisiyle birlikte yaşar. Sonra bir de bakar ki, kendine rastlayamamış. Ne içinden geleni söyleyebilmiş, ne dilediğini yapabilmiş, ne istediğini sevebilmiş, ne gönlünce yaşayabilmiş. Herşeye, her şeye zaman ayırmış ama kendine zamanı olmamış. İşleri bir türlü bitemediği için sonunda kendini unutmuş."

"Yapıp ettiklerinle yaşam defterini yaprak yaprak doldurmaktasın. Öyle bir defter ki bu, sil baştan yok, sayfa kopmaz, silgi silmez. Olsa olsa sona varmadan sayfayı çevirebilirsin."

"Kendi penceresinden dışarı bakan,  çoğun, kendi bacasından çıkan dumanı değil de başka evlerin dumanını görür."

"Sen kapını kirletirsen başkaları çöplük yapar."

"Anahtarımı yitirmiştim. Kendi üstüme kilitlenmiştim. N'etsem giremiyordum içime"

"Vermek katmaktır, başkasına katarken özümüze katmaktır. Katmaksa, duran bir varlığa birşey eklemek değil, o varlığı değiştirmektir. Ancak bu anlamda veren kendini aşar." 

"Nereye gidersem gideyim burdayım, bedenimleyim.  Çeşit çeşit oralar'dan önce salt bir burda var."

"Yarım yüzyıl geçti, bir türlü kendime yerleşemedim".

"Nerdeyse bir hiç olarak doğarsın. Bir o yana bir bu yana yalpalar durursun. Sever, üzere, çeker, çektirirsin. Çalışır, öğrenir, didinirsin. Zamanla biri olursun. Sonra gene... günün birinde ölür, nerdeyse bir hiç olursun. Hepsi bu."

"Eninde sonunda benden önemli bir şey yok, eninde sonunda önemsenecek bir şey değilim."


NERMİ UYGUR KİMDİR ?

Nermi Uygur (1925-2005) İstanbul doğumlu, 1936 yılında Büyükada İlkokulu'nu bitirmiş, 1944 yılında Galatasaray Lisesinin latince bölümünden mezun olmuştur. 1948 'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden pekiyi derecesiyle diploma almış, 1950 yılında aynı bölüme asistan olmuş. 1952 yılında doktorasını tamamlamış. 1952 - 1954 Almanya ve Fransa'da fenomenoloji çalışmaları yapmıştır. 1954 yılında doçent, 1964 yılında profesör olmuştur. Genellikle mantık, düşünce tarihi, Antik ve çağdaş felsefe tarihi, dil, kültür, bilim felsefesi dersleri vermiştir. Arkadaşları arasında "sorucu" olarak bilinirmiş. Sorular O'nu felsefeye götürmüş. 

1983 yılında yapılan bir söyleşisinde kendini şöyle anlatmıştır." Hem bilimle hem ozanlıkla sınırdaş bir felsefe-deneme uğraşısı içindeyim.Tüm öz yaşamım bu benim. Böyle örülmüş her şeyim". 

Kaynak: Türkiye'de Felsefe'nin Gelişimi - I (Anadolu Üniversitesi Yayınları)

felsefe

"Susulan yerde felsefe barınmaz."

"Sorusuz sorgusuz herkesin sevdiği bir felsefeyi benimseyen, ya düşünme tembeli, ya düşünme korkağı, ya düşünme emeklisidir."

"Felsefe sevmek, felsefeyle var olmaktır.Felsefeyle var olmak içinse felsefede yok olmak gerekir."

"Kendi felsefesini aramayan, felsefeyi sevdiğini söylemesin."

1 yorum:

  1. Başucu kitabım ... teşekkürler güzel insan :) ışıklar içinde uyu

    YanıtlaSil