1 Mart 2017 Çarşamba

Ermiş - HALİL CİBRAN

Halil CibranHalil Cibran; Lübnan asıllı ressam, şair ve filozof. En ünlü yapıtı ise Ermiş. Bu kitabı ile internet üzerinde o kadar sık karşılaştım ki, kitaba gösterilen bu ilgi beni de meraklandırdı. 

Ermiş'in sayfalarında ilerledikçe, yazarın düşünce dünyası beni çok etkiledi. Halil Cibran sanki hayatın sırrına ermiş, sözcükleri ile de sizi kendinizle yüzleştiriyor. İnce bir kitap ama bir solukta okunacak bir eser değil. Satırlarda ilerlerken sık sık duruyor, kendiniz ve çevrenizdeki insanların yaşamlarını düşünüp sorguluyor, dersler çıkarıp ilerliyorsunuz. 


Kitap aşağıda belirttiğim bölümlerden oluşmakta:

___Aşk Üstüne
___Evlilik Üstüne
___Çocuklar Üstüne 
___Vermek Üstüne
___Yemek ve İçmek Üstüne
___Çalışmak Üstüne
___Sevinç ve Hüzün Üstüne
___Evler Üstüne
___Giysiler Üstünee
___Alım Satım Üstüne
___Suç ve Ceza Üstüne
___Yasalar Üstüne
___Özgürlük Üstüne
___Akıl ve Tutku Üstüne
___Acı Üstüne
___Kendini Bilmek Üstüne
___Öğretmek Üstüne
___Dostluk Üstüne
___Konuşmak Üstüne
___Zaman Üstüne
___İyi  ve Kötü Üstüne
___Dua Üstüne
___Haz Üstüne
___Güzellik Üstüne
___Din Üstüne
___Ölüm Üstüne

Her bölüm iki-üç sayfa ile açımlanmakta. Konu başlıklarından da anlaşılacağı üzere hayatın her alanına dair söyleyecek sözü olan bir yapıt Ermiş..

Kitabın bazı bölümlerinden bir kaç alıntı; size Halil Cibran hakkında daha iyi bir fikir verecektir. Sonuçta bir yazarı kendi sözcüklerinden daha iyi kim anlatabilir ki.

Halil Cibran

EVLİLİK ÜSTÜNE

*Birbirinizi sevin, ama aşk pranga olmasın aranızda, ruhlarınızın kıyıları arasında hep dalgalanan bir deniz olsun aşk. Birbirinizin kadehini doldurun, ama aynı kadehten içmeyin. Birbirinize ekmeğinizden verin, ama aynı ekmeği yemeyin. Birlikte şarkı söyleyip dans edin ve eğlenin, ama ikinizde tek başınıza olun. Bir lavtanın, aynı ezgiyle titreşseler de birbirinden ayrı duran telleri gibi.
*Kalplerinizi verin ama teslim almayın birbirinizin kalbini..

ÇOCUKLAR ÜSTÜNE

*Çocuklarınız sizin çocuklarınız değildir. Onlar sizinle gelirler ama sizden değil. Onlara sevginizi verebilirsiniz,  düşüncelerinizi değil.  Onların bedenlerine bir ev sunabilirsiniz, ruhlarına değil.

VERMEK ÜSTÜNE

*Malınızdan vermek, az vermektir. Ama kendinizden verirseniz, gerçekten vermiş olursunuz.
*Malınız, gelecekte  yoksun kalma korkusuyla koruyup sakladığınız şeylerden başka nedir ki?
*Yoksunluktan korkmak, yoksunluğun ta kendisi değil midir?
*Kuyularınız doluyken susuzluktan korkmak,  hiçbir şeyin gideremediği asıl susuzluk değil mi?
*Sahip oldukları  çok maldan birazını verenler vardır, bunlar gösteriş olsun diye verirler. Bir de aza sahip olup, hepsini verenler vardır. Bunlar hayata ve hayatın cömertliğine inanırlar. Sevinçle verenler vardır ve bu sevinç ödülleridir onların. Acıyla verenler de vardır ve bu acı arındırır onları.
*İstendiğinde vermek iyidir. Ama istenmeden bir merhamet  güdüsüyle vermek, daha iyidir.
*Sizi cimri kılmaya değer ne olabilir. Sahip olduğunuz her şey er ya da geç elinizden çıkacağından, bugün verin ki paylaşma mevsimini siz yaşayın varisleriniz değil.

ÇALIŞMAK ÜZERİNE

*Ben size hayatın arzu olmadıkça gerçekten karanlık olduğunu ve bu arzunun bilgi olmadıkça  kör olduğunu, bu bilginin çalışma olmadıkça  nafile olduğunu ve çalışmanın da  aşk olmadıkça kof olduğunu  söylüyorum.

SEVİNÇ VE HÜZÜN ÜZERİNE

*Sevinciniz sizin maskesiz hüznünüzdür.
*Kahkahalarınızın yükseldiği kuyu da çoğu zaman gözyaşlarınızla dolmuştur.
*Hüzün kalbinizde ne kadar derin bir oyuk açarsa,  sevincinizin dolacağı  o kadar çok yer olur.

SUÇ VE CEZA ÜZERİNE

*Öldürülen sorumsuz değildir, öldürülmesinden.
*Suçlu olan, mağdurun kurbanı olur, çoğu zaman
*İnciteni cezalandırmak isteyen, incinenin de ruhunu görmek zorundadır.

YASALAR ÜZERİNE

*Yasa yapmaktan zevk alıyorsunuz ama onları çiğnemekten daha çok zevk alıyorsunuz. Okyanus kıyısında oynarken özene bezene kumdan şatolar yapan sonrada kahkahalar atarak onları yıkan çocuklar gibi.
*Ya boyunduruğuna aşık olup, ormanların geyiğini ve karacasını yoldan sapmış serseri yaratıklar sayan öküz hakkında ne demeli ?
*Derisini değiştirmeyip, hemcinslerine  çıplak ve arlanmaz diyen kocamış yılana ne demeli ?

ÖZGÜRLÜK ÜZERİNE

*Özgür olacaksınız ama günleriniz kaygısız, geceleriniz doygun ve neşeli olduğu zaman değil. Tersine kaygılar, yoksunluklar ve kederler hayatınızı kuşatmışken ve siz çıplak ve tüm bağlardan kurtulmuş olarak hepsini aştığınız zaman özgürsünüz gerçekten.
*Özgür olmak için çıkarıp atacağınız, kendi varlığınızın parçaları değil midir ?
*Tahtından indirmek istediğiniz bir zorba ise önce içinizde ona kurduğunuz tahtı devirin.
*Bir zorba gururlu ve özgür insanları nasıl yönetebilir ? Eğer onların özgürlüklerinin özünde bir kölelik, gururlarının özünde bir utanç yoksa.
*Kurtulmak istediğiniz bir kaygı ise şu da bir gerçek ki, kaygıyı seçen sizsiniz, o size dayatılmış değil ki !

AKIL VE TUTKU ÜSTÜNE

*Madem ki Tanrının evreninde bir soluk ve Tanrının ormanında bir yapraktan başka bir şey değilsiniz. Siz de aklın içinde dinlenip, tutkuyla devinmelisiniz. 

ACI ÜZERİNE

*Acıların çoğu sizin seçiminizdir.

4 yorum:

  1. Halil Cibran çok sevdiğim düşünürlerden biridir. Ermiş'i çok güzel anlatmışsınız. Gezgin kitabı da güzeldir. Yazdığınız gibi H.Cibran'ın kitaplarının hacmi ince olsa da bir solukta okunmuyor, düşüne düşüne okumak gerekiyor. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Halil Cibran'ın yaşam öyküsünü yazdığım blog yazımın linki:

    http://sahriye.blogspot.com.tr/2017/04/halil-cibran-d-6-ocak-1883-o-10-nisan.html

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar,

    Yaklaşık bir hafta önce okumaya başladığım Kırık Kanatlar isimli romanı bitirdim. Hayatımda ilk kez bir Halil Cibran eseri okudum. Çok duygu yüklü bir romandı. Bazı satırları, gözlerim dolu dolu okuduğumu çekinmeden söyleyebilirim.

    Halil Cibran, bu eserinde; din adamlarının yozlaşması ve kadın hakları gibi toplumsal meselelerden bahseder. Doğulu kadının yüzyıllar boyu gelenek karşısındaki âcizliğine, eşya gibi oradan oraya sürüklenmesine yönelik eleştirel bir tavır ortaya koyar.

    Romanda en sevdiğim alıntı şu olmuştu:

    ‘’Onun ruhunu dolduran hüzün benim ruhuma da doluyordu; her birimiz kalbinde hissettiğini öbürünün yüzünde görebiliyor, göğsünde sakladığı şeyin yankısını öbürünün sesinde duyabiliyordu.’’

    Altını çizdiğim diğer alıntıları da buradan okuyabilirsiniz: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/halil-cibran-kirik-kanatlar-kitap-yorumu/

    Güzel okumalar dilerim,
    edebiyatla ve sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil
  4. ”Sadece binlerce kez yolunu kaybeden evinin yolunu bulabilir.”

    Halil Cibran – Ermişin Bahçesi Kitap Yorumu: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/halil-cibran-ermisin-bahcesi-kitap-yorumu/

    YanıtlaSil