31 Ağustos 2015 Pazartesi

Anayurt Oteli - YUSUF ATILGAN

Yusuf Atılgan ile ilk tanışmamız, "Aylak Adam" ile oldu. Atılgan'ın hayat hikayesini okuduğumda bir ayrıntı dikkatimi çekmişti: "Aylak Adam" romanını okuyan bir okuru, romandaki kadın karakter B. ile benzeştiğini iddia ederek, Atılgan'a mektup yazmış, bu mektuplaşma uzun süre devam etmiş, yazar ile okuru arasında bir aşk ilişkisinin doğmasına sebep olmuştu. Ancak ne olduysa ilerleyen zamanlarda ikili ayrılmış, bu ayrılıkları üç yıl sürmüştü. 

İşte bu üç yıllık zaman aralığında Yusuf Atılgan, Anayurt Oteli'ni yazar. Romanın ana karakteri Zebercet, bir nevi yazarın kendisidir. Kitabı okuyanlar arasında Atılgan'ın ayrı olduğu sevgilisi de vardır, elbette. Kitabı okuduktan sonra, sevgilisi Atılgan'a geri döner ve daha sonraki yıllarda evlenirler. 

30 Ağustos 2015 Pazar

Bir Kadının Yaşamından 24 Saat - Bir Yüreğin Ölümü - STEFAN ZWEIG

Stefan Zweig'ın yayımlanmış pek çok eserinin olmasına karşılık, "Satranç" içlerinden en ünlüsüdür. Benim de yazar ile tanışmam bu yapıt ile olmuştu. Kısa bir kurguyu, ana karakterin ruhsal analizi ile derinlikli işlemesi oldukça etkileyici idi. Bunun üzerine, Zweig'ın diğer eserlerini de okumaya karar verdim. 

Can yayınlarından çıkan bu kitapta, adından da anlaşılacağı üzere, Zweig'ın iki uzun hikayesi mevcut. Kısa sürede okunabilecek, okuyucuyu çok fazla zorlamayan ancak hikayelerin sonunda düşündürüp, kendi kendimizi sorgulamamıza sebep olacak iki hikaye. 

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Sisifos Söyleni - ALBERT CAMUS

SisifosYaşamın gerçek anlamı nedir? Ya da gerçekten bir anlamı var mıdır? Hayat gailesi içinde sürekli bir çaba içindeyiz. Yetiştirilecek işleri bitirmeye çalışıyor, ayakta kalabilmek için para kazanma gayreti gösteriyoruz. Bunun için birbirine benzeyen günleri peşi sıra yaşarken, yarına dair planlar yapmaktan da geri durmuyoruz. Bir gün gelecek iş bırakılacak, emekliye ayrılıp sakin bir yerlere yerleşilecek, belki bahçeli bir evimiz olacak, yılda bir iki kez dünyanın görülecek mekanlarına seyahatler yapılacak. Ne zaman? Yarın, hep yarın, peki o yarın sizi neye yaklaştırıyor? O beklediğiniz gelecek zaman, ölüme biraz daha yaklaştığınız an değil mi? Bir yandan ölümden kaçarken, bir yandan da ölüme yaklaşma çabası uyumsuz ya da absürd değil mi ? 

O halde yaşam, yaşamaya değer mi? Albert Camus'un Sisifos Söyleni'de başından itibaren cevabını aradığı soru bu. Bakın bunu nasıl ifade ediyor;

18 Ağustos 2015 Salı

Meyyâle - HIFZI TOPUZ

Hıfzı TopuzGeçmişi asık yüzlü tarih kitaplarından okumak, olaylara ön yargısız ve objektif bakabilmek adına en doğru yol olsa da; bir sinema filmi ya da bir romanın içinden geçmişe bakmanın  yeri bir başkadır. Tarihteki bir olayı, bir roman kurgusu içinde, yazarın hayal dünyası ile harmanlayarak, farklı bir bakış açısı ile görmek, geçmişi anlamayı kolaylaştırdığı ölçüde, kolay kolay unutmamamızı da sağlar. 

"Meyyale" Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerini, gerçek bir yaşam hikayesinden yola çıkarak anlatan bir roman. Dönemin siyasi ve uluslararası gelişimlerinin gerisinde kalmış bir imparatorluğun, bir yandan kendini yenileme çabalarını, bu çabalara engel olma gayretlerini, taht kavgalarını, iktidar ve gücü elinde bulunduranların bir günde al aşağı edilebildiği güvensiz bir ortamı, duru bir dille, fazla süslemeden anlatmış yazar.