23 Eylül 2016 Cuma

Ömür Diyorlar Buna - AYFER TUNÇ

omur diyorlar buna"Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek" adlı kitabı yıllar önce sırf adı dikkatimi çektiği ve 70'li yılları anımsayarak, hüzünlenip, gülümsemek için okumuştum. Kitabın yazarının Ayfer Tunç olup olmadığına bile dikkat ettiğimi sanmıyorum. Ancak içerik oldukça samimi, yazım dili akıcı ve anlaşılır idi. Özetle, sevmiştim bu kitabı. 

Daha sonraları günümüz kadın yazarlarını araştırırken Ayfer Tunç ismi dikkatimi çekti. Bu blogda sizlerle paylaştığım "Yeşil Peri Gecesi" ni kitap ismi için değil, bizzat Ayfer Tunç adı için, O'nu yakından tanıyabilmek adına okudum. Anlatımı, konusu, üslubu ile beni sarmıştı bu kitap.

Bunun üzerine Ayfer Tunç okumaya devam dedim ve yine sizlerle paylaşmış olduğum "Suzan Defter" 'i okudum. "Yeşil Peri Gecesi" nden çok farklı idi. Daha önce okumadığım bir üslup ile yazılmıştı. Karakterlerinin ruh analizleri, günlükler üzerinden hikayenin ilerleyişi, kitabı sıkılmadan, zevkle ve hayranlıkla okumamı sağlamıştı.

Kimi yazarların kendilerine özgü edebi bir dilleri vardır. Onların farklı kitaplarını da okusanız hepsinde ortak bir nokta bulur, işte bu kitabı O yazmış dersiniz. Ayfer Tunç da böyle hissetmemiştim. Okuduklarım tür olarak birbirinden farklıydı ancak edebi dilleri de farklıydı. Her biri kendine özgü güzellikteydi. Bu; yazarın yeteneğinin de kanıtıydı şüphesiz. 

Bunun üzerine geçtiğimiz bayram tatilinde kapak tasarımı ile cezbedici, kısa ve yazarının da Ayfer Tunç olması ile beni çeken "Ömür Diyorlar Buna" isimli yaşantı-deneme-hikaye tarzı eseri okumaya karar verdim. 

Düşüncemi tek kelimeyle özetlemem istenir ise, tam bir kayaya toslamak gibiydi derim. Kitap; yazarın tanık olduğu, birilerinden dinlediği ya da bizzat yaşadığı olayları anlatan kısa hikayelerden ve araya sıkıştırılmış denemelerinden oluşuyor. İlk hikayeyi okudum, bunu bir yerlerde okumuştum, diye geçirdim içimden. Hani internette yaşanmış hoş hikayeler sıkça paylaşılır ya işte onlardan biriydi bu. İkinci hikayeyi okudum, yine aynı his, yine bir yerlerde okuduğum bir metindi. Israrla okumaya devam ettikçe hikayeler tatsızlaştı. Okuyordum, bitiyordu ve "n'oldu yani şimdi" diyordum kendi kendime. Kitap çok uzun olmadığı için bitirmek konusunda kendimi zorladım. Başı, sonu, öznesi, amacı olmayan metinlerdi bence. 

Bu kitaba dair aklımda kalacak dört deneme var. Biri Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın kişiliğine ait ip uçları veren bir metin. Diğeri Mina Urgan ile ilgili. Mina Urgan'ın iki kitapta yayınladığı kendi otobiyografisi vardır. Ben bu kitapları okumuş ve Mina Urgan'ı çok sevmiştim. Eğer siz de O'nu tanıyanlardan iseniz, Ayfer Tunç'un bu denemesinden keyif alacaksınızdır. Üçüncü deneme Yusuf Atılgan ile ilgiliydi. Yusuf Atılgan'ın kitaplarını okumuş olmanız gerekir ki yine bu metinden keyif alabilin. Yazarın ölüm merasimine, roman karakterleri Zebercet ve Aylak Adam katılırlar. Yazarlar ölmez peki ya yarattıkları karakterler onlar da ölümsüzleşir o eserler yoluyla. Ve dördüncü deneme ise Zeki Müren ile ilgili olanıydı. 

Kitapta ki en can alıcı cümle "Biliyor musun ki, iyi yaşanmış hayat bir hazinedir." Ve kulaklarımda "Bitmez Tükenmez Bu Dert Ömür Diyorlar Buna" şarkısı...


edebiyat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder